Tükenmiş Hissetmenizin Ardındaki Sebep Kolektif Stres Mi?
- Sena Hacıoğlu
- 13 Eyl
- 2 dakikada okunur

Uyandığınızda üzerinizde adını koyamadığınız bir ağırlık, gün içinde bitmek bilmeyen bir yorgunluk ve geleceğe dair içinizi kemiren hafif ama sürekli bir endişe... Yeterince uyumanıza, sağlıklı beslenmeye çalışmanıza ve hatta kişisel sorunlarınızın büyük ölçüde yolunda olmasına rağmen neden bu kadar tükenmiş hissediyorsunuz? Belki de sorun, sadece sizin omuzlarınızdaki yükte değil, hepimizin birlikte taşıdığı görünmez bir ağırlıkta saklıdır. Pandemiler, ekonomik belirsizlikler, iklim krizi ve durmaksızın akan olumsuz haber döngüsüyle, son yıllarda adeta ortak bir stres bulutunun altında yaşamaya başladık. Bu duruma psikolojide "Kolektif Stres" deniyor. Bireysel dertlerimizin ötesinde, ait olduğumuz toplumun veya tüm insanlığın maruz kaldığı yaygın stresin, farkında olmadan zihinsel ve fiziksel enerjimizi tüketmesi durumudur. Bu yazıda, kişisel bir başarısızlık gibi görünen o tükenmişlik hissinin ardındaki daha büyük resmi, yani kolektif stresin ne olduğunu, modern dünyada bizi nasıl etkilediğini ve bu görünmez yüke karşı nasıl bir savunma mekanizması geliştirebileceğimizi keşfedeceğiz.
Görünmez Bir Yük: Kolektif Stres Tam Olarak Nedir?

Kolektif stres, bir topluluğun veya toplumun büyük bir kesimini aynı anda etkileyen travmatik veya zorlayıcı olaylar sonucunda ortaya çıkan ortak psikolojik bir tepkidir. Bireysel stresten farkı, kaynağının kişisel olmaması ve deneyimin paylaşılan bir gerçeklik olmasıdır. Bir deprem, bir savaş, küresel bir salgın hastalık veya derin bir ekonomik kriz gibi olaylar, sadece doğrudan etkilenenleri değil, medya aracılığıyla bu olaylara tanıklık eden herkesi derinden sarsar. Bu durum, sürekli bir tetikte olma hali, geleceğe dair güvensizlik, empati yorgunluğu ve genel bir umutsuzluk iklimi yaratır. Bireysel olarak her şey yolunda gitse bile, bu ortak kaygı atmosferini solumak, sinir sistemimizi sürekli olarak "savaş ya da kaç" modunda tutar. Bu da zamanla kronik bir yorgunluğa, motivasyon kaybına ve en sonunda da o adını koyamadığımız tükenmişlik hissine yol açar. Kısacası, sadece kendi bardağınız değil, içinde bulunduğunuz okyanusun tamamı dalgalı olduğunda dengede kalmak zorlaşır.







